Sevgili Günlük

26.08.2025

    Bugün dışarı çıkarken kombinimi hiç beğenmedim. Ayakkabılarım gömleğime uymuyordu. Neyse diyip dışarı çıktım. Taktım kulaklığımı, açtım müziğimi; başladı benim terapi seansı. En yakın parka gidip dinlenmek için dışarıda kitap okuyacağım. İnsan, pişirirken içine derdini de kattığı Türk kahvesini yapıp yanına götüremiyor maalesef. Ben de bimden aldığım soğuk çayı getirdim yanımda. İster istemez bimden aldığı bir şeyi götürünce hafiften utanılabiliyor. Okuduğum kitap da zaten klasiklerden çok bilindik bir kitap falan da değildi. Dışarıdan bakınca aykırı ergen modundayım yani:)
    Gün içinde fark etmeden de olsa ne kadar utandığımızı anladım o an. Kombinimiz hep uyumlu olmak zorunda, pahalı markalardan tüketmek zorundayız ya da hep klasik okumalıymışız gibi. Oysa asıl utanacağımız insan katleden veya dolaylı yoldan yardım edenlerin mallarını tüketmek, asıl utanacağımız renk uyumsuzluğu değil de üzerimize giydiğimiz kıyafetin bir başkasına kefen olması, utanılacak olan sürekli bize farkındalık katacak şeyler okumamak değil de hiç okumamak: Kitabı, kendini, insanı, hayatı ve kainatı. Asıl utanması gereken kişiler büyük bir özgüvenle her şeyi yaparken duyarlı olmaya çalışan kişiler olarak kendimize çok da yüklenmeyelim bence:)
    

Blog Görseli